GÜLLÜOĞLU TARİHÇESİ

Gaziantep’te baklavanın serüveni 1871 yılında Çelebi Mehmet ve eşi Güllü Hanım’ın Hicaz yolculuğuna dayanır.
Aile fertlerinin yüzünde çıkan şark çıbanlarının iyileşirken güle benzer bir şekil almasından dolayı Çelebi Mehmet  aynı zamanda ‘güllü’ lakabı takılarak Güllü Çelebi diye anılırmış.Baklavadaki Güllü isminin bu lakaptan mı yoksa Güllü Hanım’dan mı geldiği konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır.Soyisim kanunundan sonra da ‘GÜLLÜ’ lakabı soyad olarak alınmıştır.
Çelebi Mehmet ve eşi Güllü Hanım 1871 yılında Hicaza giderler.Hicaz dönüşü Çelebi yolda hastalanır, paraları bitince de Şam’da konaklarlar.Güllü Hanım Şam tatlıcısının yanında iş bularak çalışmaya başlar ve 6 ay kadar burada kalırlar.Baklava yapmasını öğrenip gerekli parayı kazanınca eşiyle birlikte Gaziantep’e dönerler ancak Çelebi bir süre sonra vefat eder. Güllü Hanım bu sefer evde yaptığı baklavaları oğullarına sattırarak geçimlerini sağlamaya çalışır.Mesleğe annesi Güllü Hanım’la devam eden Mahmut,Şam seyahatleriyle yerinde incelemeler yaparak işi daha da ilerletmiş ve baklavayı ‘Güllü’nün Oğlu’nun Baklavası’ diye meşhur etmiştir.Mahmut’un 3.kuşak olarak 4 oğlu M.Sait,Mustafa,Ali ve Mahmut’un da baklavacı olarak yetişmesiyle meşhur Güllüoğlu Baklavası nesilden nesile  günümüze gelmiştir.

Güllü Ailesi Soyağacı

Fotoğraflar